ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNDE KİMLİK OLUŞUMUNUN KÖKENLERİNİN İZİNİ SÜRMEK: TÜRK OCAKLARI VE HALKEVLERİNDEN İÇGÖRÜLER
Özet Görüntüleme: 147 / PDF İndirme: 73
Anahtar Kelimeler:
Milliyetçilik, İttihat ve Terakki Cemiyeti, Türkçülük, Osmanlıcılık, Kemalizm, Atatürk MilliyetçiliğiÖzet
On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıl boyunda Osmanlı İmparatorluğu önce Batı Medeniyeti ile girdiği mücadelede göreli olarak geri kalışına çareler aramış, daha sonra ise parçalanma evresinde ise elde kalan bakiyeden bir milli devlet kurma çabasına girmiştir. Dini azınlıklar temelinde şekillenen Osmanlı Millet sistemi, 1789 Fransız Devriminden ilham alan Hristiyan milletler ile girişilen Balkan Savaşları sonunda, bu milletlerin bağımsızlıklarını kazanması neticesi başarısız olmuştur. Bu arada bir dönem Osmanlı’ya bağlı Müslüman Arap ve Türk Halklarından yeni bir ulus yaratma fikri ortaya çıkmış, ancak bu projede Arap Milletlerin Birinci Dünya savaşında Osmanlıya karşı İtilaf devletleri ile iş birliği yapmaları sonucu başarısız olmuştur. Siyasal alanda, II. Abdülhamit (1876-1908) döneminde Parlamenter Monarşi denemesinin de başarısız olması özellikle zamanın Osmanlı aydınları arasında huzursuzluğun giderek daha da artmasına neden olmuştur. II. Abdülhamit Döneminde sürgüne gönderilen aydınların kurduğu Jön Türk Hareketi, Balkanlar’da Sultan’a karşı isyan eden asker kökenli hareket ile birleşip önce İttihat ve Terakki Komitesi adını aldı, daha sonra siyasi partiye dönüşerek güçlü bir siyasi hareket olarak Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarına damgasını vurmuştur. İşte bu partinin kısa iktidarı döneminin başat ideolojisi olarak Türkçü ve Milliyetçi akımlar imparatorluğun son dönemine damgasını vurmuştur. Tüm bu çabalar 29 Ekim 1923 yılında milli bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile neticelenmiştir. Bu kapsamda bu çalışma; önce bir Milli devlet kurma, sonra bir Ulus inşa etme analojisi ile tanımlanabilecek modern bir milli devlet kurma ve millet yaratma fikrinin tarihsel arka planını, milliyetçilik teorilerini göz önünde bulundurarak psikopolitik perspektiften incelemeyi amaçlamıştır.